Paylaşım yaptığınızı fark ettiğimde, dışarıdaydım. Hemen sayfayı değiştirdim. Akşam eve geldim. Çayı koydum. Bilgisayarımı açıp, çayın olmasını bekledikten sonra başladım. :))

7 Günlük serüven sizden çok bana yaramış olabilir. Bu sayede neredeyse 6 aydır yüzünü açmadığım, yarım kalmış kitabımı bitirdim. Şimdi de birikmiş aylık dergilerimi eritiyorum. Dergide günceli yakaladığımda yeni kitaba başlayacağım sanırım. Umarım yazmaya devam edersiniz. Böylece ben de okumaya devam edebilirim. 😂 🌼

Kaşları ıslatmak, tilki musallat olmuşa dönmek ve kaplan sarhoşu yemez
gibi deyimlerin manalarını dipnotlarda okumak çok keyifliydi.

Kaplan sarhoşu yemez cümlesi, bana, takılmak için arkadaşlarıma söylediğim; "Bana bir şey olmaz. Allah sarhoşu korur." cümlemi anımsattı.😂 Dipnottaki açıklamayı çok merak ettim. 😂

İnsan bazen en derin hislerini, saklı kalan düşüncelerini en yakınına söyleyemez de gidip bir yabancıya anlatır. Tıpkı Forrest Gump gibi. Bazen ben de öyle yapıyorum..

Bu konuda ben yabancıya anlatmayı daha mantıklı buluyorum. Mesela, uzun bir otobüs yolculuğunda, özellikle büyük şehirlerden, başka büyük şehirlere gidiliyorsa, muhtemelen bir daha hiç karşılaşmayacağım bir yol arkadaşıyla birlikte olurum. Anlattıklarımı dinlemesi beni rahatlatır. Ama bütün mesele orada biter. Yakınıma anlattıklarım ise diğer yakınlarıma yayılabilir. Anlatılan konu ve anlatılan kişiye göre değişir tabii.

Kendi küçük ama etkisi kocaman olan kitaplardan birinde sıra. Robert Musil'den Ahmaklık Üzerine.
...
"Ahmaklık üzerine kelam etmek isteyenlerin öncelikle kendilerinin ahmak olmadığını ilan etmeleri gerekiyor; fakat bunu yapmak bir ahmaklık alametidir." diyor.

Güzel bir çelişki. Aynı zamanda, güzel bir çıkarımı var. Birisinin ahmak olduğunu düşündüğümde, ya rol yapıyorsa diye düşünmeden geçemiyorum. Çünkü eğer rol yapıyorsa, o da benim hakkımda aynı şeyi düşünüyor demektir. Üstelik haklı olan da karşıdaki olur.
Bu kitabı da listeme ekliyorum. Bakalım sıra ne zaman gelecek. 😂

Çok keyifli bir "okumaydı". Teşekkürler. 🌼