Finansal bağımsızlık güzel şey. Para pul derdine düşmeden paşa gönlünün dilediğini yapmayı kim istemez? Birçok şeyin olduğu gibi finansal bağımsızlığın da bir bedeli var. Varlıklı bir ailede doğmuş olmak işleri kolaylaştırıyor, ancak yine de finansal bağımsızlık disiplin gerektiriyor.
Kazandığından az harcayanlar tasarruf etmiş oluyorlar. Güçlü tasarruf kültürüne sahip ailelerin üyeleri ticaret/maaş geliri elde etmeden dahi servetlerini artırabiliyorlar. Cimriliğe varan harcama kontrolü tasvip ettiğim bir şey değil. Öte yandan zengin ailelerin önemli bir kısmı böylesi bir kültüre sahip. Zira servetin kartopu etkisi var. Eğer az harcarsanız yıllar içinde varlığınız artıyor.
Finansal bağımsızlıkla ilgili en önemli kavram üstel artış. Servetimi her yıl yüzde 10 artırırsam 10 yılın sonunda 2,6 katına çıkmış oluyor. Yıllık yüzde 10 artışla varlığım 20 yılın sonunda ise 6,7 katına çıkmış oluyor. Varlıklı insanların çoğunun ileri yaştaki bireyler olması şaşırtıcı değil. Elbette söz konusu artışın enflasyondan arındırılmış olması gerekiyor.
Gündelik hayatın pratiği bize ihtiyaçların sonsuz olduğunu gösteriyor. Ya da aslında ihtiyaçlar sonsuz değil ama bizler kazandığımızın tamamını harcamayı tercih ediyoruz. Harcamaların önemli bir kısmı varsayılan itibarımız ile bağlantılı. Belirli toplumsal konumlara karşılık gelen harcama kalıpları var. Harcamalarımız toplumsal beklentiyi karşılamıyorsa üzerimizde baskı hissediyoruz.
Tasarruf etmek bir tür çilecilik olarak görülebilir. Güncel istekleri dizginleyip gelecekte daha geniş olanaklara sahip olmak. Bazısı da diyebilir ki etimiz ne, budumuz ne? Kazandığımızın hepsini biriktirsek ne olur? Yine de anne sözü dinleyip iyi kötü bir ev sahibi olmak gerekiyor. Zira barınma kritik bir ihtiyaç. Ve ev sahibi olmak ileri yaştaki refahı fazlasıyla etkiliyor.
Para biriktirmekle ilgili olarak, genellikle getiri oranına odaklanıyoruz. Oysa daha kritik olan çok kazanıp az harcamak. Bu arada neyin harcama, neyin yatırım olduğunu da ayırt etmemiz gerekiyor. Eğitimli orta sınıf yatırım en büyüğünü çocuklarının eğitimine yapıyor. Eğitime yapılan parasal yatırımda kantarın topuzu kaçıyor mu acaba? Özel okulların bedelleri öyle astronomik boyutlara vardı ki insan bunu düşünmeden edemiyor.
Yatırımın geri dönüşünün yüksek olması için iyi hesaplanmış riskler almak gerekiyor. Yumurtaları tek sepete koymamak önemli ilkelerden biri. Bireysel emeklilikteki %30'luk devlet katkısı para biriktirmek için iyi bir zemin oluşturuyor. Sistemde en az on yıl kalanlar poliçelerini bozduklarında devlet desteğinin %60'ını alabiliyor. Bireysel emeklilik fonlarını aktif olarak yönetmek de getiriye olumlu katkı sağlıyor.
Yüksek getiri için kripto da önemli alternatiflerden biri. Ayı piyasası sırasında alıp boğa piyasası sırasında satarak büyük getiriler elde etmek mümkün. Örneğin Bitcoin geçen yıl 16k USD'ye düşmüştü. Şimdilerde fiyatı iki katından fazla arttı. Üstelik daha boğa piyasası başlamadı bile.
Tasarruf için somut hedefler belirlemek faydalı olabilir. Gelirin dörtte birini tasarruf için ayırmak örneğin. Böylesi bir karar finansal bağımsızlık yolunda atılmış büyük bir adım olurdu.
Sözün özü; mümkünse ek gelirler yaratmak ve harcamaları kontrol altında tutmak servet sahibi olmanın yolunu açıyor. Emekli maaşları malum. Tasarruf şart.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Not: Ben @muratkbesiroglu. Bu hesabı Türkçe yazılarım içim kullanıyorum.
Görsel Kaynağı: Midjourney Uygulaması
!sbi status
Hi @bilimkurgu!
Structure of your total SBI vote value:
Have you seen our website?
It's a great resource to check your Hive SBI levels, along with your history of who has sponsored you and what upvotes we have provided you!
Congratulations @bilimkurgu! You have completed the following achievement on the Hive blockchain And have been rewarded with New badge(s)
Your next target is to reach 800 replies.
You can view your badges on your board and compare yourself to others in the Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
Check out our last posts: