İnsan kendisini ne kadar beğenirse o kadar dengesi bozulur. Kişi kendini ne derece yetersiz görürse ayakları o derece yere sağlam basarmış. Mükemmele ulaşma arzusu kişiyi kendisini geliştirip modifiye etmeye iter. Bu yüzden kişinin alçak gönüllü olup egodan sıyrılmaya çalışması gerekmektedir. Kendi kişisel gelişimi için bu en büyük adım olur. Alçak gönüllülük üzerine üç ünlü düşünürden sözler paylaşmak istiyorum.
Lao-Tzu diyor ki; Güçlü olmak isteyen suyu örnek alsın kendisine. Su bir engel olmadığında akar, engelle karşılaştığında ise durur, baraj yıkılıp engel ortadan kalkarsa yeniden akmaya devam eder. Kap kare ise kare olur, kap yuvarlak olduğunda bu sefer yuvarlaktır. Böylesine yumuşak ve esnek olduğundandır ki su en elzem ve en güçlü şeydir.
William Ellery Channing ise bu konuda şunları söylemiş; İnsan iç dünyasını ne kadar çok incelerse kendisini o kadar önemsiz görür. Bilgeliğin ilk dersi budur. Önce toprak gibi olalım ki bilge olabilelim. Önce zayıflıklarımızın farkına varalım ki güçlenelim.
Son olarak Talmud’dan bir alıntı yapmak gerekirse ; Dağın tepesinde durmaz su, vadiye doğru yoluna devam eder. Aynı şekilde, gerçek fazileti de diğerlerinden daha yüksekte olmak isteyen kişiler de durmaz. Fazilet yalnızca alçak gönüllülerle birliktedir.
Yani sözün özü kendi potansiyelinizi keşfetmeye çalışın. İç dünyanızı irdelemekten kendiniz eleştirip yeteneklerinizi keşfetmekten korkmayın. Kendinizi bir defa tanırsanız sonrasında onu küçük görmekten çekinmeyin. Çünkü her zaman hiç bir şey bilmiyor olacaksınız. Bilgi ve öğrenme süreci asla son bulmayacak. Bildiklerinizi ve yaptıklarınızı abartmaktan kaçınıp alçak gönüllü olursanız gerçek bilgeliğe ve gerçek kişiliğinize o denli yaklaşırsınız demeye çalışmış bu üç düşünür. Ne diyorsunuz, sizce haklılar mı?
Almost a poo.