Sapık...

in #tr5 years ago (edited)


İnsanlık tarihinin gelmiş geçmiş en vicdansız, en kibirli ve sapık imparatorunu konuşacağım bu yazımda. Rivayetlere göre kendisi şeytanın yeryüzünde vücut bulmuş haliymiş. Fiziki bedeni sonlandırılmış ama ismi 2000 yıl sonra hala bizimle birlikte ve hala ürkütüyor.


Bundan iki bin yıl önce kelimelerle tarif etmekte zorlanacağımız kadar büyük, görkemli ve güçlü bir imparatorluk vardı. Roma imparatorluğu deniyordu. İyi ve gelişmiş bir şehir devleti olan Roma devleti, büyük imparator Julius Ceasar'ın sayesinde yer yüzündeki gelmiş geçmiş en büyük imparatorluklardan birisine dönüşmüş. Günümüzde kullandığımız ay isimlerine dahi adları verilen haşmetli imparatorların yönettiği bu devlette, biri var ki, akıllara ziyan uygulamalarla şu an öğrenen insanları bile çileden çıkarıyor.
İtalyanlar her ne kadar onların soyunun varisidir ya da değildir bilinmez ama o topraklarda yaşayan imparatorlar dünyada binlerce yıl hiç durmadan konuşulan yöneticiler olmuşlar. İsmi mutlaka bir yerlerde kulaklarınıza çalınmıştır; 'Caligula'. Deliliğin, zalimliğin ve kibirin et ve kemiğe bürünmüş hali diyebiliriz bu imparator için.

Tarih'in Neresindeydi Bu Adam?


Tam 12 yılında ve Ağustos'un sonunda doğmuş. Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus ismi verilmiş bu hanedan üyesine. Acayip bir çocukluk dönemi yaşayan bu adama kısaca Caligula diyoruz. O sıra yönetimde de ağır bir Tiran olan amcası varmış. Amcasını bilirsiniz şu ünlü komutan, cinsellik düşkünü Tiberius!. Bu çocuğun en seveni ve tek eğiteni de bu kişiymiş. Kendi evlatlarının varis olmasına pek yaklaşmayan Tiberius bir şekilde katakulli ve intihar süsü yöntemleriyle tahta geçecek varisini ortadan kaldırıyor. Bu bizim manyak Caligula'ya kalıyor ortalık.

Caligula'ya küçücük çok tatlı bir çocukken annesi asker kıyafetleri giydirirmiş ve askerlerle yürümesini sağlarmış. Bu askerlerin ve etraftakilerin çok hoşuna gidermiş. Onu ordunun maskotu olarak görmüşler. Latince'de caligae, "sandalet" ya da "küçük asker sandaleti" anlamlarına geliyor. Bu nedenle bu uzun isimli arkadaşımızın adı kısaca 'Caligula' olmuş.

Genç Agrippina , Drusilla ve Julia Livilla isimlerine dikkat! Bu üç genç kız isminin özelliği üçünün de caligulanın kız kardeşleri olması. Caligula kendisine bakılması için anneannesine teslim edildikten sonra (yani hafif eril bir genç olmaya başladıktan sonra) iğrenççe ensestin dibine vuran birisi olmuş. İnanmayacaksınız ama bu üç kız kardeşiyle de düzenli cinsel ilişkilere giriyormuş. Özellikle bunlarda Drusilla ile bildiğiniz bir aşk ilişkisi olduğu ve bir de çocuk sahibi olduğuna ilişkin rivayetler bulunmaktadır.

Tiberius'un Caligula'nın sapıklığında önemli bir rol oynayan bir ebeveyn olduğu düşünülebilir. Hatta Caligula'yı biraz sonra anlatacağım saçmalıklara yönlendirecek baş kişilerden birisinin de Tiberius olduğu bile zaman zaman iddia edilmiştir. Taht adayları daha küçük yaşlardayken bir bir ortadan kaldırılır bilirsiniz. Ama bu caligula veledi çok başarılı doğal bir aktör ve aynı zamanda çok zeki olduğu için, tehlikelerden inanılmaz şekilde sıyrılıp kaçarak kurtulabilen birisi. Bu nedenle taht için kendisi kalmış.

Tiberius nalları diktikten sonra Caligula tahta geçiyor ve halk tarafından öyle bir saygıyla öyle bir sevgiyle karşılanıyor ki, uğruna ilk üç ay 160 bin kurban kesiliyor. Aslında özünde Caligula, Tiberius'tan nefret ediyor. Garip gurip düşünceleri var onunla ilgili. Ama dediğim gibi Caligula zeka'ya sahip ve bazı önemli yönetsel işler başarıyor. Tiberius onu iyice taht için aday gösterirken filan, halk bu genç adamı Tiberius'tan daha çok benimsiyor ve muhtemelen tahta çıkışını hızlandırmak için Tiberius'u öldürmek gibi bir eylem devreye sokuluyor.

O dönemde, Roma'da senato denilen şey, çok önemli, olay imparator'la senato arasındaki denge üzerine kurulu. İmparator çok güçlü ama zaman zaman belki senato daha da güçlü. Tiberius pek senato yanlısı olmasa da senatoya oynayabilen Caligula bu arkadaşlar tarafından destekleniyor ve halkın da sevgilisi oluyor. Ama garibanlar ne bilsinler bir manyağın başa geldiğini! Yazılan çizilenlere göre Caligula'nın ilk 7 ayı resmen cicim ayları gibi geçmiş Roma'da. Mesudiyet ve mutluluk çağının başlangıcı gibi adledilmeye başlanmış. İlk başlarda Praetorian muhafızlara çok eli açık, cömert davranmış. Onlarla çok iyi geçinmiş. Bu Praetorian muhafızlar, günümüzün TSK'sı gibi düşünülebilir.

Caligula, general Germanicus'un oğluydu. Germanicus çok sevilen bir adamdı. Aslında halk onu daha çok bu sebeple seviyordu. Onun oğlu diye. Aslında Caligula çok da kayda değer icraatler gerçekleştirdi. Bu nedenle de sevgiyi ve övgüyü hakediyordu. Buraya kadar ilginç bir masal gibi olan bu süreç, bundan sonra Romalıların ve özellikle de senatonun tarihe bile yazılacak kadar büyük bir kabusa dönüşecekti. Bu dönüşüm gerçekleşmeden hemen önce Caligula, garip bir faaliyet sergiledi. yaklaşık 3 kilometrelik bir mesafeye bütün gemileri yan yana dizdirdi ve bu gemileri bir duba misali kullanarak atıyla üzerinden yürüyerek geçti.

Sapık Bir Manyağın Doğuşu


Ekim Ayı 37 yılında Caligula kimsenin tam olarak da ne olduğunu anlamadığı bir hastalığa yakalanmıştı. Bu gerçekten ciddi ciddi bir hastalıktı. Anormal bir sıklıkta banyo yapardı, hayvan gibi içerdi ve doyumsuz bir şekilde cinsel ilişkiye girerdi. Hem de çoğunlukla erkekler ve çocuklarla. Yalnız bu son cümleme istinaden size şunu söyleyeyim. O dönemlerde, bugün bizim pedofili dediğimiz şey, o kadar da sapıkça bir eğilim olarak algılanmıyordu kültürlerinde. Oğlancılık sanki normal bir cinsel seçim gibi rahat rahat konuşuluyordu. Ha keza ensest de öyle ahımlı şahımlı bir sapıklık sınıfına girmezdi. Ama yine de çok da ulvi şeyler olmadıkları da biliniyordu. Çünkü ahlak dediğimiz kavram o zaman da bugünküne yakındı. Ama kesin ve net çizgilerle çizilmiş değildi. Çizilmişse de bizimkiyle tıpa tıp aynı değildi.

Kaynak

Caligulanın bu çok banyo, seks ve aşırı alkolden dolayı hasta olduğu düşünüldü. Bu beyin humması vs. gibi bir hastalıktı muhtemelen. Hastalık o kadar ağırdı ki, hastalığı yenebilmek için çok uğraştı. Yendi de. Ama O, hastalığından şehvet düşkünü şeytani bir mahlukat olarak kurtuldu. Senatoyla feci derecede sürtüşmeye başlayan Caligula, bir kaç senatörü arabasıyla giderken yanında kilometrelerce koşturdu. Bu belki de ilk anormal faaliyetiydi. Caligula öyle çok değil biraz kel bir adamdı. Ama bu onda Jüpiter kadar devasa bir kellik kompleksine neden olmuştu. İmparatorluktaki kimsenin kendisinden daha yüksekten bakmasını istemiyordu. Bu nedenle kendisine yukarıdan bakılmasını yasaklamıştı. Ha öyle gözü kayıp bakan birisi tespit edilirse, tarif edilemez acılar çektirerek öldürtüyordu.


Kaynak

İnanabiliyor musunuz adam sırf bu yüzden çevresinde bulunan herkesin saçlarını kazıtmıştı. Caligula içten içten kendisinin bir tanrı olduğunu düşünüyordu. Bu despot manyak halkının ve diğer herkesin kendisine tapınmasını arzuladığından çok akıllıca bir plan yaptı. Önce bir kült kurdu. Bu kültteki ritüellerin amacı aslında Roma tanrılarına tapınılmasıydı elbette. O dönemlerde imparatorların zuhuru vasıtasıyla (Ama bakın kendilerine değil varoluşları üzerinden) tanrılara tapınmak çok normaldi. Ama bu herif bunu kullanarak bu ritüelleri kendine tapınma olarak değiştirmenin çaktırmadan bir yolunu buldu. Hatta bu kompleksi nedeniyle sarayındaki tüm değişik tanrı heykellerin kafalarını koparttırıp kendi kafasını taktırdı. Psikopatlıklar başladı mı, bir daha dur durak bilmedi. Yukarıda da anlattığım gibi kendi kız kardeşlerinden birisinden bir çocuk sahibi olmuştu. Doğumdan önce kız kardeşinin karnını açtırıp onu karnından aldıran bu mahlukat, o çocuğu yarı tanrı, kendini de tanrı ilan etmiştir zamanla.


Kaynak

Eğer Caligula'nın gözlerine bakarsanız, özel tasarlattığı işkence aletiyle bütün kemiklerinizi yerinden söktürürdü. Bunu da izlerken o kadar keyif alırdı ki! Bu tip işkence saatlerini genellikle yemek saatlerine aldırırdı. İzlerdi ama yalnızca izlemekle yetinmezdi. Sizi öldürmekte olan cellatlardan sizden bir parça getirmelerini emreder ve bir güzel afiyetle de yerdi! Caligula, senato'nun yakınında büyük bir genelev yaptırdı. Bu genelevde, senatörlerin karılarını ve kızlarını zorla çalıştırarak halka pazarladı. Bunu da kasasını boşalttığı imparatorluğun hazinesine para kazandırmak için yapıyordu. Bu arkadaşımız ap ayrı bir saray daha yaptırmıştı. Bu sarayı atı için yaptırdı. Atı bu diğer sarayda yaşıyordu. Atını o kadar çok severdi ki, belki onun açısından bakılabilseydi, o onun tek gerçek sevgilisi denilebilirdi. Caligulanın en nefret ettiği şey, senatörlerdi.


Kaynak

Caligula'nın çoğu zaman atıyla birlikte uyuduğu bilinirdi. Atının adı 'Incitatus'tu. Atının küçük altın parçalarıyla karıştırılmış özel yulaflar ve arpa ile beslenmesini emir vermişti. Senatörlerden nefreti o kadar büyüktü ki, bazen, onları soyunduruyor, kadın kıyafetleri giydiriyor. Makyaj yaptırıp onları zorla dans ettirerek eğleniyordu. Bu arkadaş küçüklüğünden beri gladyatör dövüşlerine çok ilgiliydi. Hükümranlığı döneminde de sık sık gladyatör dövüşlerini izlerdi. Ama bir büyük farkla: Gladyatörleri değil, yaşlı, engelli ve hasta masum insanları birbirleriyle dövüştürürdü. Çoğu zaman cüceleri birbirleriyle ölümüne savaştırır ve büyük bir keyifle takip ederdi. Hatta arenaya gelen izleyicilerden masum olan bir kaç on tanesini seçer ve arenadaki aslanlara yem eder ve göbeğini kaşıyarak bunu da izleyip mest olurdu. Arenada dövüşlere sokulacak yabani hayvanların beslenme maliyetlerinin biraz yükselmeye başladığı söylenmişti kendisine bir keresinde. Kararı ne oldu biliyor musunuz. "İyi o zaman esirleri verin. Onları yesinler"!! Öyle de oldu. Donanmasını alıyor. Yüzlerce mil götürüyor. Savaş var diyor. Deniz savaşına gidip kuşatmayı yapan donanmasına, hadi ateş edin diye boş boş okyanusa ok attırıyor saatlerce! Daha sonra da onları karaya çıkartıp hadi gidin de ganimetleri alın diye kilometrelerce boyunca savaş ganimeti olarak deniz kabuğu toplattırıp geri dönüyor!

Günün birinde çok iyi, çok saygın bir komutan olan Prachus'a kafayı takıyor. Öldürmek istiyor. Sırf gıcık olduğu için. Ama öldürmek için bir bahane bulamıyor. Sonra Prachus'u karşısına çağırıyor. Sırf onu öldürebilmesine bahane olsun diye aynen şöyle diyor:

"Sen gerçekten çok iyi ve dürüst bir adamsın Prachus. Bu nedenle sen gerçek bir Roma'lı olamazsın! Bu nedenle seni vatana ihanetten tutukluyorum"

Artık insanların ona karşı olan nefretleri hat safhaya çıkmıştı. İsyanlar çıkıyordu. Sokaklar kanla doluyordu. Defalarca halk tarafından taşlanan bir adama dönüşmüştü. Ya O yok olacaktı, ya da Roma İmparatorluğu. Acayip acayip ruh hastası şakaları vardı ve yalnızca kendisini güldürüyor ve kendisi eğleniyordu. Örneğin, senatoyla yaptığı yemekli toplantılarda ya yemekten önce çişini ya da kakasını yemeğe yapar ve senatorlara yedirirdi. Bundan çok keyif alırdı. Ya da bazen bir senatörün intihar süsüyle ölümüne sebebiyet verir, onu parçalarına ayırır, pişirttirirdi ve yemeğe koydururdu. Özellikle son derece lezzetli olmasını emrederdi. Sonra diğer senatörlere yemekte bunu yedirir ve afiyetle arkadaşlarını yemelerini seyrederdi. Daha sonra bunu onlara söyleyip onların kusmalarını görünce kahkahalar atarak gününü gün ederdi.


Kaynak

Bardağı taşıran son damla bir gün atını senatoya getiririp senatörlere artık atımı konsül ilan ediyorum demesiydi. Bu hazmedilecek bir durum değildi elbette. Bir gün bir spor müsabakasının ardından uzun koridorlarda ilerlerken bir grup muhafız tarafından bıçaklandı. 60 yerinden bıçaklandığı rivayet ediliyor. Son öldürücü darbeyi Praetorian Prefect'i Cassius Chaerea vurmuştur. Onu öldürme şerefine erişen Chaerea'nın aldığı bir yara yüzünden Caligula onunla sık sık dalga geçerdi. Bu şerefe Chaerea nail oldu diyebiliriz.Bıçaklarla oracıkta parçalanan Caligula'nın cesedinin bir kısmı köpeklere yedirildi. Diğer kısmı da sığ bir çukura atılıp dışkılarla dolduruldu. Eşi de bu cinayet esnasında öldürülünler arasındaydı ve keza 2 yaşındaki kızı da. Kızının başının duvarlara çarpılarak öldürüldü söylenmektedir.


Kaynak

Tarihin bir döneminde var olan bir diğer sapkın ruhun da Hitler olduğunu biliyoruz. Onun da ölümü her ne kadar bu kadar vahşice olmasa da hiç hoş değildi. İşin ilginç tarafı Hitlerin kafasının derinliklerinde bir gün Almanların kutsal Roma imparatorluğunu yeniden kuran bir millet olması vardı.



REFERANS VE KAYNAKLAR


  1. Çılgın Roma İmparatoru Caligula’nın Yaptığı 10 İlginç Şey
  2. Wikipedia: Caligula
  3. Çılgın Roma İmparatoru Caligula (M.S. 37-M.S. 41)
  4. Youtube Videosu: Gelmiş Geçmiş En Kötü İnsan - CALİGULA
  5. Wikipedia: Incitatus
  6. Roma İmparatoru Caligula'nın akıllara zarar psikopatlıkları
  7. Antik Roma’da Mit Avlamak: Caligula’nın Atı

Sort:  

Yazılanları büyük bir şaşkınlıkla okudum. Daha önce Roma tarihi hakkında hiçbir yazı okumamıştım. Abartı olamaz değil mi? Yani bunlar çok garip nasıl anında öldürülmemiş anlamadım. Teşekkürler.

Aslında anında öldürülmemesinin bir çok diplomatik nedeni olabilir. Sonuçta Caligula Julius Ceasar'ın soyundan gelen çok ihtişamlı bir hanedanın üyesi. Ve biz buraya yaptığı saçmalıkları özetleyerek bir seferde yazdık ama bunlar yavaş yavaş belli zamanlarda vuku bulan olaylar. Caligula'nın halk üzerinde bu tip işkenceleri çok fazla yok. Onun derdi senatoyla gibi olmuş sanki. Yani olaylar sarayda, senatoda vs. gerçekleşmiş. Tabiki de halka da zulm ediyor, halk da onun yok edilmesini istiyor ama her şey hemen pat diye gerçekleştirilemiyor. Koskoca bir Roma imparator'unu öldürmek günümüzdeki her hangi bir devlet başkanını öldürmekten misliyle zor.

You got a 5.81% upvote from @minnowvotes courtesy of @etasarim!

Bu gibi hasta kafalı, hasta ruhlu yönetici örnekleri çoktur tarihte. Bu adamı daha önce okumuştum. Çok uzun boylu biriymiş. Kafası kel; ama bedenin geri kalanı keçi gibi aşırı kıllıymış. Hatta huzurunda keçiden söz edenleri öldürtecek kadar da nefret ediyormuş bu durumdan. :))

Canilikleri bakımından III. Vlad'a da benziyor.

Güzel paylaşım olmuş. :)

İzlerdi ama yalnızca izlemekle yetinmezdi. Sizi öldürmekte olan cellatlardan sizden bir parça getirmelerini emreder ve bir güzel afiyetle de yerdi!

Okurken tüylerim ürperdi. Bu mahlukun sapık olduğunu az çok filmlerden görüyordum da bu kadarını bilmiyordum.

Son zamanlarda okuduğum en iyi tarih yazılarından biriydi fakat halen şoktayım ben bu şahsı tanımıyordum okudukça şok oldum. Şuan bilincim bulandı :D

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by gokhan83kurt from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

her zamanki gibi su gibi akan, çok başarılı bir yazı olmuş. uzun olmasına rağmen hiç sıkmadı, dikkatle okudum. bu adamın ismini duymuştum bir şarkı isminde. caligula's horse diye geçiyordu. baya psikopatın biriymiş, halk ve askerler çok geç reaksiyon vermiş doğrusu. boşu boşuna öldürülen insanlara üzüldüm şimdi bak durduk yere... Anlattığın dönemi gözümde canlandırdığımda aklıma Rome ve Spartacus dizileri geldi direkt. o dönemi daha iyi anlamak için her ikisi de keyifle izlenebilir.

Teşekkür ederim. Bir de Caligula filmi var ki izlenmesini hiç tavsiye etmem.