Anlamıyorum, her şeyin yıkıldığı böyle bir günde nasıl oluyor da güneş doğabiliyor?
-Friedrich Dürrenmatt
Var olmasına ramak kalmış hayallerin anılarını taşıyorum kendimde. Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu.
Hâlâ çarpıyor şuracıkta, ama anılarımda. İşte bu yüzden, anılarım en değerli hazinem. Her gece başımı yastığa koyduğumda o anıları düşünerek uykuya dalıyorum ki belki rüyamda görebilirim, eğer şanslıysam. Bu zamana kadar hiç göremedim. Buna da ayrıca üzülüyorum. İstiyorum ki gerçekte yapamadığım ufacık bir şeyi, rüyamda yapabileyim. Bunun yoksunluğu beni mahvediyor çünkü. Aylar öncesine dönüyorum. Her şeyi baştan yaşıyorum. şöyle olsa nasıl olurdu, böyle olsa nasıl olurdu diye zihnimi kemiriyorum her gece. Halbuki gündüz kendimi o kadar yoruyorum ki, daha çabuk uykuya dalabileyim diye. Rüyamda görebilme ihtimalim var en azından, diyorum, öyle avutuyorum kendimi. Ama olmuyor. Bütün uykusuzluğuma rağmen, yorgunluğuma rağmen bütün olasılıkları en baştan tartışıyorum kendimle. En sonunda uykuya dalıyorum ama yine de istediğim olmuyor. Üzülüyorum. Ama değişen bir şey yok hâlâ...
Bir mesele var Rabbim, hani sana bahsettim. Özlüyorum, özlemek ne kelime, içim parçalanıyor özlemekten. Bilirim ki bekletildiğimiz bir vade var ve olandaki hayra rıza, kolay değil, artık iman ettim.
Uzun zaman kalemlerimden, kağıtlarımdan, not defterlerimden uzak kalmayı seçtim. Buraya da döndüm ama yazmak öyle zor geliyordu ki. Yazmak iyi geldiği halde, iyi olmak istemediğimden belki de, hep kısa cümlelerle geçiştirdim günü. Başka başka uğraşlar edindim. Gün boyu kendimi öyle meşgul ediyordum ki, yazmak için vaktimin olmadığına ikna ettim kendimi. Ta ki dün geceye kadar. Bir karar aldım ve kendime bir hedef belirledim.
Bir ay boyunca her gün, günde 750 kelime yazmak.
Evet şu anki durumuma bakılırsa benim için epey büyük bir hedef gibi görünüyor. Günlük bir hedef koymadan, sadece yazmak gibi bir hedef de koyabilirdim. Ama makul bir kelime sayısı seçerek bu işi daha düzenli bir hale getirmekte fayda var. Kelime sayısını başlangıçta 1000 kelime olarak düşündüm ama ilk etapta fazla gibi geldi. Abartmaya gerek yok nasıl olsa. 500 kelime olsa nasıl olur diye düşündüm ama 500 kelime de çok az olacaktı. Bu nedenle 750 kelimede karar kıldım. Zaten önemli olan hedefin altına düşmemek. Üzerine çıkmak serbest. Bundan önceki büyük bir hevesle yapılacaklar listeme ekleyip de hiçbir zaman başlayamadığım diğer şeyler gibi olmasını istemiyorum. Bir alışkanlığa dönüşmesini istiyorum. Bir ay boyunca 750 kelime hedefimi her gün gerçekleştirebilirsem bir ay sonra hedef güncellemesi yapabilirim. Şimdilik alışkanlık kısmına odaklanmam gerekli sanırım.
Bunun benim için bir alışkanlığa dönüşmesi için ne yapabilirdim. Bugün bu hedefimde ilk günüm ama bir planım vardı elbette. Başlanmamış bir işe başlamak yerine, devam etme stratejisini seçtim. Yani hedefime bugün başlayacaktım ama başlangıcını dün gece yazımın başındaki cümleyi defterime yazarak atmış oldum. Tamamen boş bir sayfaya bir şeyler yazmaya çalışmaktansa, o cümleye dair içimden geçenlerle (dün geceden zihnimi meşgul eden) başlayarak zaman kazanmış oldum. İşe de yaradı galiba. Ne yazacağım diye düşünmek yerine doğrudan yazmaya başladım. Bu fikir işe yaradı.
Diğer yöntemim ise bir uygulama vasıtasıyla bu alışkanlığın takibini yapmak. Kendi kendini motive etmek en azından benim için çok zor. Çabuk sıkılıp vazgeçebiliyorum. Mesela bugün yazmaya karar verdim ama birkaç dakika sonra "Neyse bugün geçti artık yarın başlarsın." deyip anında vazgeçebiliyorum. Bu nedenle bir uygulama arayışına girdim ve ilk olarak açık kaynak kod yazılımına sahip Android bir uygulama var mı diye araştırdım. Karşıma Loop Alışkanlık Takip adlı uygulama çıktı. Hemen yükledim ve denemeye başladım.
İyi alışkanlar kazanmanı ve sürdürmene yardımcı olur, uzun dönemli hedeflerini başarmanı sağlar. Ayrıntılı çizelge ve istatistikler, zaman içinde alışkanlıklarını nasıl geliştiğini gösterir. Tamamen reklamsız ve açık kaynak.
Harika. Kullanmaya başladım. Bugün bu yazıyı yayınladığımda ilk günü tamamlamış olacağım.
Peki ya Ödül?
İşte bu üzerinde düşünmediğim bir mesele. Ödül gerekli mi diye de düşünebiliriz ama, motivasyon açısından güzel olabilir. Ödül meselesini düşünüp diğer yazılarımda paylaşabilirim. Şu an aklıma bir şey gelmiyor.
Bu şekilde her gün aynı saatte bu işe bir zaman ayırıp, devam ettirip, bir ay sonunda ne durumda olacağımı görmek istiyorum. Belki yazdıklarım çok iyi şeyler olmayacak ki genelde çok iyi şeyler yazdığımı düşünmüyorum, şu an hedefim güzel şeyler yazmak değil, sadece yazmak ve hedefimi tutturmak. Buraya kadar okuduysanız lütfen teşekkürlerimi kabul edin ve bu hedefimi gerçekleştirmem için bana şans dileyin.
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here
Çok teşekkürler.
vayy be👏
bunu yapacağına inanıyor ve ne kadar güzel şeyler okuyacağımızı şimdiden tahmin edebiliyorum:)
büyük hedef doğrusu👌
özellikle böyle diyen benim için:)
Ben de hep böyle yapıyorum ama bu sefer kararlıyım. Sen de katılsana bana. Epey değişiklik olacağına inanıyorum bir ayın sonunda. 🙆♀️
Posted using Partiko Android
Güzel bir hedef, başaracağınızı düşünüyorum. Yazmaya başladıkça, sürekliliği sağlamak kolaylaşıyor. Kopunca ise yeniden yazmak zorlaşıyor. Bu başlangıç başarmaya yönelik iyi bir motivasyon zaten. Şans da hep yanınızda olsun.
Kopunca yazmak çok zorlaşıyor. Onu da yaşadım. Onu da denedim. Şimdi başka bir şeyi deniyorum bakalım. Çok teşekkür ederim güzel dilekleriniz için 🌷
Merhaba,
Yazınız C² ekibi değerlendirmesi ile Trliste kürasyon kuyruğu tarafından oylanmıştır.
Kürasyon kuyruğuna katılarak Steemit'te Türkçe yazılara siz de destek olabilirsiniz.
Sevgiler @trliste
Teşekkür ederim :)
This post has received a 3.13 % upvote from @drotto thanks to: @neokuduk.
Hayat devam ediyor. En zor gecende bile sabah olmadı mı, güneş doğmadı mı? Birinin canı yanarken diğerleri gülebiliyor. Birisi ölürken onun için ağlayıp saniyeler içinde yeni doğan biri için sevinebiliyor insan.
Bir ara duymayı en sevmediğim cümleydi. Hala da öyle gerçi 🙇♀️
Sabah da oldu, güneş de doğdu ama benim için bir anlamı kalmadı.
😔 Çok can yakıcı değil mi...
Can yakıcı ama çaresiz...
Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by neokuduk from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.
If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.
Yazının başı ile sonunu aynı oturuşta yazdıysan yaşamış olduğun duyguları tekrar yaşayabilme gücüne hayran kaldım. Tabi sen bu durumdan memnun musun bilemem.
Benzer motivasyon sorunu bende de var. Fakat ne uygulama ne de ödül işe yaramıyor. Sadece kişilere verdiğim sözü tutmak için üşengeçliğimi atabiliyorum.
Az önce son hazırladığın içeriği okumuştum.bir de bu içeriğe bakıyorum. Sen zaten hayatta kalmak için (duygusal anlamda) gerekli donanıma sahipmişsin. Hatta cüretkar bir söylemle sahip olduğunun farkında olduğunu da iddia ediyorum. Gün yüzüne çıkarmak için bu yolu seçmişsin. İyi de etmişsin.
Umarım sonraki yazılarına baktığımda burada saçmalamış olduğumu düşünmem :)
Yaşamış olduklarımı kendi içimde tekrar tekrar yaşamadığım tek bir anım geçmedi, geçmiyor ve de kuvvetle muhtemel geçmeyecek. Sadece bazı yazılarımda istem dışı biraz dışına sızıyor ruhumda kopanlar parmaklarımdan. Aşamadığım düzlüklerin nefesimi kestiği anlarda biraz durup ikinci kısımları yazıyorum ki nefes alabileyim. Ruhumdaki kavgaları da yansıtıyor işte. Bir tarafım yapmamam gereken şeylerin eşiğindeyken bir tarafım sadece sabır diyor. Bu ikisi arasında gidip geliyorum işte. Tıpkı yazılarım gibi...
Olmasam da yaşamak zorundayım.
Ama öylesin. Bence mental olarak kendine biraz daha iyi davranabilirsin. Kendin için bişe yap demiyorum. Sadece mutluluk aeviyene on üzerinden 3 verdiysen 4 ver. Hiçbir şey değişmeden.
Ben böyle zorlandığım zamanlarda insan yapısının her zorluğu atlatmaya ne kadar elverişli olduğunu düşünürüm. Her şeyi herkesi unutmaya programlanan biyolojimiz var sanki. Tek yapmamız gereken kabul etmek.
Başka bir düşünce biçimim de var ama onu durumu bilmeden dile getiremem.
Bana da kart yolla lüfen kıskanırım ben.