Başım zonklarken cümle kurmakta çok zorlanıyorum. Bugünkü yazımı okumadan es geçer misiniz. Kendi iyiliğiniz için. Çünkü biraz saçmalayacağım, her zamankinden biraz daha çok. Sanki kafamın içinde bilmem kaç katlı bir inşaatın bitmek bilmeyen gürültüsü var. Susmuyor bir türlü. Sanki kafamın içinden gelmiyor da tüm evren bu sesle kaplanmış gibi. Pencereyi açıp avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. "SİZ DE DUYUYOR MUSUNUZ?"
Deliriyor muyum. Bence değil. Tatlı tatlı delirmek mi olurmuş. Delirmek dediğin parçalayıcı bir şey olmalı. Ya da tam tersi mi. Susarak delirmek. Bu da güzel. Belki daha güzel. Kafamın içindeki pencereyi açıp birazcık bağırdım az önce. Kimse duymadı. Cevap da gelmedi hâliyle. Neden böyle oldu ki. Acaba sesim mi çıkmadı yoksa burada benden başka kimse mi yok. Uyduruyorum galiba hep yaptığım gibi. Canım sıkıldı şimdi. Oysa beni duyan olsaydı "ÖZLEDİM" diyecektim. Duyan olmadı. Ama ben çok özledim.
Bugün tatlı kedicik de gelmedi. Ona yiyecek bi' şeyler hazırlamıştım oysa ki. Neredesin kedicik...
Şimdi bu sıcacık yatakta gömülüp kitabımı bitirebilirim belki. Şu an bu hâlde yapabileceğim, elimden gelen tek şey bu belki de. Okumak. Hangi kitaptan mı bahsediyorum. Listemin ilk kitabından elbette. Daha ikinciye geçemedim maalesef. Geceleri okuyup rüyalarıma giren kitap. Bir iki gün içinde bitmiş olur diye tahmin ediyorum. Ondan sonra okuyacağım, listemin ikinci kitabı da kısacık olduğu için bugün yeni bir kitap daha listeye dahil etmem lazım. Ama hangisini. Dedim ya bugün çok halsizim. Fazla uğraşmadan karşımda duran kitaplardan ilk gözüme çarpanı listeye eklemeye karar verdim.
3- Üç Yanlış Üç Ceset, Agatha Christie
Öğrencilerin kaldığı bir pansiyonda patlak veren hırsızlık olayı Hercule Poirot için hiç de ilgi çekici bir durum değildir.
Başlangıçta basit bir hırsızlık gibi görünen olayda çalınanların listesini gören Poirot, eşi bulunmaz bir sorunla karşılaştığını hemen anlar. Çünkü listede; bir steteskop, bir kutu çikolata, parçalanmış bir bez çanta ve çorba içinden çıkarılmış bir elmas yüzük vardır.
Çalınanların pek bir değeri yoktur, ama pansiyondakilerin neden böylesine şaşkınlık ve dehşet duyguları içinde olduğu Poirot'nun aklını fena halde kurcalamaya başlamıştır...
Agatha Christie beni lise yıllarıma götüren bir yazar. Haftalık harçlıklarımızdan biriktirip durmadan kitaplarını alırdık. Neden çünkü bir oturuşta biten kitaplar bunlar. Ve insanı bir çeşit uyuşturucu gibi kendine bağlayan tuhaf bir havası da var. O zamanlar deli gibi kitap satın alıyorduk. Güzel günlerdi. Bu kitabı seçmemin bir nedeni yok sadece belki bugün bu keyifsizlikte bana iyi gideceğini düşündüğüm için seçtim. Bir kitaba başlayıp aynı gün bitirmenin verdiği hissi çok özledim. Bunu yaşamak istedim belki de.
Agatha Christie deyince akla Altın Kitaplar ve çevirmenleri Gönül Suveren geliyor hemen. En azından benim öyle çünkü çoğu kitapta bu isimle karşılaşıyorsunuz. Yaptığı iş yani çevirmenlik asla kolay bir iş değil, buna saygım sonsuz, ayrıca vefat da etmiş arkasından konuşmak da istemem ama Agatha Christie kitaplarını keşke başka biri çevirmiş olsaydı. Neden böyle düşünüyorum. Bundan bir iki sene önceye kadar mutlu mesut kitaplarımı okurken şimdi hatırlamadığım bir yerde Gönül Suveren çevirileri ile orijinal metinleri karşılaştıran ve özensiz çeviri yapıldığına dair sitem dolu bir yazı okumuştum. Sonra ben de biraz kurcaladım bu işi ve hak verdim o yazıyı yazan kişiye ve Gönül Suveren'in belli bir dönem arka arkaya ne kadar çok kitap çevirdiğini öğrenince, bu özensizliğin nedenini ona bağladım. Keşke az çeviri yapsaydı ama öz olsaydı. Ya da ben orijinallerini okuyabilseydim de hiç gerek duymasaydım. İkinci seçeneği tercih ederdim doğrusu.
Yine de kitabı yastığımın altına sıkıştırdım. Biraz dinlenip başlayacağım. Aynı anda iki üç kitap okumayı seviyorum. Sıkılmadan hepsi bir anda bitmiş oluyor. Tek kitapta sıkışıp kalmaktansa aynı anda farklı türler iyi gidiyor. Bu yazıyı sonuna kadar okuyan varsa teşekkür ediyorum sabrından ötürü. Hoşçakalın arkadaşlar...
çok geçmiş olsun diyoruz inşallah bu kez tamamen terk eder seni bu hastalık 💐
ya şu cümleleri okumayalı aylar olmuş nasıl da heyecanlandım görünce:)
öhöm öhöm söylüyoruumm katiiiil:D
tamam tamam şaka yaptım:)
gönül suveren hakkında maalesef ben de zamanında bir takım şeyler söyledim, söylüyorum ve söylicem napalım o da kitabın neredeyse yarısını kafasına göre çıkarıp atmasaydı dimi🤷♀️
o makaleyi okumamış olmayı dilerdim, aslında yok öyle bir şey sakın okumayın ha🙅♀️
Artık çok geç! :D
Yine de kitap okutuyor kendini. Bir de tam ve güzel çevirisi olsaydı tadından yenmezdi galiba :)
Hastalıkla mücadele ederken bile 30 gün boyunca her gün bir yazı sözünü yerine getirme gayretini alkışlıyorum. Fakat çok zorlayıp da sıkıntıya sokma kendini. Buraya gelip iki cümle ile bugün hastayım yazamıyorum desen bile o günün yazısı olarak kabul edilecektir o. Köşe yazarları bile yapmıyor mu bazen. Ya da o günü es geç ve başka bir gün kaza yazısı yaz :)
Yazını tabii sonuna kadar okuduk ve biz sana teşekkür ederiz.
Bir an önce iyileşmen dileğiyle.
Aslında sık sık yazdığım için fazla zorlanmamaya başladım yazma konusunda ama yine de insan hastayken kurduğu cümleleri sonra oldukça saçma bulabiliyor. Güzel dilekleriniz ve benim için yazdığınız bunca şey için nasıl teşekkür etsem bilmiyorum. Bir fincan ıhlamur kadar iyi geldi bünyeme şu an :)
Congratulations @neokuduk! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :
Click here to view your Board
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
To support your work, I also upvoted your post!
Öncelikle çok geçmiş olsun. Bir kaç günlüğüne de olsa izin ver kendine. @tahirozgen'in de dediği gibi buraya bir iki cümle yazıp bıraksan o bile yeterli olur. Önemli olan senin daha iyi olman. Sen grubumuzun mihenk taşlarından birisin ve bize çok lazımsın. Bu yüzden kendine dikkat etmelisin :)
Agatha Christie kitaplarına yeni yeni başladım. Benim okuduğum son kitabın çevirmeni erkekti. Bu tarz sorunları gelecek baskılarda çözüyor yayın evleri ama bahsettiğiniz çevirmeninkiler duruyor mu bilmiyorum. Agatha, ara sıra alıp okumak istediğim bir yazar. Umarım çözmüşlerdir bunu.
Son olarak; Biz seni duyduk. Duymaya da devam edeceğiz.
Tekrar çok geçmiş olsun.
Aklım buralarda kalıyor yine de her fırsatta şöyle bir yokluyorum. Uzak kalamıyor insan.
Mutlu ettiniz beni :)
İnsan girmeden duramıyor gerçekten :)
Rİca ederim hocam okudum gerçekten de :) Bence hasta halinizi hiç yansıtmamışsınız gayet başarılı olmuş. Okurken sizi hayal ettim de :
Eveeeett :) Elinize sağlık.
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here
Dear neokuduk:
We are SteemBet, the next generation STEEM based gaming platform. We are honored to invite you to join our first fantastic dice game, which is just the beginning of SteemBet game series. Our dividend system has now launched. The prize pool has already accumulated 2,000 STEEM and more than 60 players have participated in staking mining token SBT. A huge reward of 40,000 STEEM is awaiting! Join us NOW with other 500 STEEM users to loot HUGE dividend reward!!
SteemBet Team
Official Website
https://steem-bet.com
Discord Server
https://discord.gg/95cBN3W
Telegram Group
https://t.me/steembet
Congratulations @neokuduk! You received a personal award!
You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!