Güne sessiz ve uykumu almış değil korkunç bir gürültüyle başladım. Alarmın çaldığını farkettiğimde sıcak yatağımdan çıkmak zorundaydım. Elimi yüzümü yıkadım, dişimi fırçaladım ve saçlarımı yıkadım. İş yerinde zorunlu olduğu için ütülenmiş güzel bir gömlek ve ceket giydim. Liseden öğrendiğim kadarıyla kravatımı bağladım.
Alarmdan sonra ikinci tepkiyi apartmandan çıkıp köpeklerin bile şuan ortada olmadığı sokaklara söverek veriyorum. Metrobüse ulaşmak için minibüse bindiğimde yavaş yavaş uyanmaya başlamıştım. Yollarda sallana sallana metrobüs durağına geldik. 3 lira verip tıklım tıklım gitmeye ses etmeyen insanlarla birlikte bizde köşelerde yer kapıp yolculuğa başlıyoruz. Bu kadar insan bu saatte nereye gidiyor düşüncesiyle dışarıyı seyrediyordum. Televizyon bile daha uyanmamış durakları göremiyoruz. Neyse ki Beylikdüzü'nden Mecidiyeköy'e gideceğimiz için rahatız. İlerledikçe ekran açılıyor. Yemek tarifleri ve kedi videoları yayınlanıyor. Saat 09:00'da belki 300 kişi bir metrobüste bu videoları izleyip eğleniyoruz. Bazı insanlar kahkaha atmaktan yerlere yatıyor, olabilirlerdi. Ancak son derece ciddi bir şekilde inceliyoruz. Saatler ilerledikçe herkes yollara düşmeye başlamıştı. Güneş her zaman ki gibi erkenden kalkabilmiş ve yerini almıştı.Bende son anda Çağlayan'a geldiğimi farkediyorum. Mecidiyeköy'de inip ofise yürürken yolda yabancı dil eğitimi fırsatları ve bildiriler beni bekliyor. Ofise gelince güvenlikle selamlaşıp asansöre yöneliyorum. Ayakta kalmamın sonucunda ayaklarım ağrımış ve bir an önce oturmak isterken patronumuz beni görüyor ve niye geç kaldığımı sorup azarlar şekilde konuşuyor. Çalar saat, sokağa çıkış ve üçüncü sövme hakkımı burada kullanıp jokersiz kalıyorum. Sahte gülüşler ve günaydınlar eşliğinde sandalyeme oturdum.
Herkes dünden kalmış suyun en ucuz kahve çekirdekleri ve süt tozunun birleştiği otomattan kahve alırken bende geri kalmak istemedim ve kahvemi aldım. Bu otomat geçen ay çaycı teyzemiz emekli olup tazminatını da alıp çıkınca onun yerine getirilmişti. Şirkette sigortasız çalışıyordu ve bence bu nedenle gizli bir grev yapıyordu. Bende grevi başarılı sonuç versin diye az kahve içiyordum.
Bu işe ingilizce bildiğim için kabul edilmiştim. Ancak bende görevimi tam olarak bilmiyordum. Bana söylenen işleri yapıp kalan zamanlarda çevreyi gözlemliyordum. Sabah kalkıp işe geldiği halde mutlu ve enerjik olan tipler gerçekten çok ilginçti. Bu enerjiyi yağlı poğaçalardan alıyorlardı sanırım. Onlar poğaçalarını yerken bende bir an önce gün bitsin diye işime başladım.
Öğlen yemeği geldiğinde herkes gideceği yeri önceden planladığı için hemen çıktılar. Ben ise hayallerim için para biriktiriyordum. Bu sebeple hazırladığım sandviçi çıkarıp grevine ara veren otomatımızdan %60 şeker içerikli çayımı aldım. Önüme geçen ay aldığım ama bir türlü okumaya fırsat bulamadığım aylık edebiyat dergimi açtım. Sandviçimi yerken bir yandan da dergi içeriğinden okumak için yazı seçiyordum. Bir yazı bulup okumaya başladım. Hayallerim için para biriktiriyorum derken hayallerimden bahsetmek isterim; Öncelikle hayalim dünyayı kız arkadaşımla dolaşmak ve bunu bir gezi programı olarak videoya kaydedip başkalarının da gittiğim yerleri görmesini sağlamak. Tabii ki çok bilinen bölgeler değil daha çok ara sokakları, marketleri ve ilginç bölgeleri gezeceğim. Birde yazmaya başladığım bir roman vardı. Roman bittikten sonra yayımlatmak içinde para biriktiriyordum. Bunların dışında ufak hayallerimde var ve onları gerçekleştirmem daha olası gibi görünüyor. Şuan aldığım maaş hayallerimin gerçekleşmesini imkansızlaştırıyordu. Terfi alırsam biraz daha umutlu olacaktım. Öğlen arası bitti. Bundan sonraki zaman yediklerimizin ağırlığını hissedip oyalandığımız vakit olarak geçecekti.
Başkası için çalışmaktan nefret ediyordum. Günler geçiyor ve ben buraya hapsolmuş gibiydim. Yaklaşık 4 yıldır haftanın 6 günü buraya geliyordum. İzin günlerimi kitap okuyarak ve sisteme olan nefretimi yatıştırmaya çalışarak geçiriyordum. Müzik dinlemeyi kitap okumayı ve gezmeyi çok seviyordum. Metrobüste müzik dinliyor, izin günlerimde kitap okuyor ve maalesef gezemiyordum. Sevdiğim aktiviteleri çok kısıtlı zamanda gerçekleştirebilirken çalışmak için vaktim çok oluyordu. Dile kolay 1470 gündür çalışıyordum. Ömrümde boşa geçen 1470 gün. Dünyaya bir daha gelme şansım yok. Ancak 1470 günümü boşa harcamıştım ve enerjim bitiyordu.
Paraya ihtiyacım olmamalı ihtiyaçlarımı kısmalıydım. Doğa buna müsaitti. Gıda ihtiyaçlarımı doğadan karşılarım. Giysiye artık ihtiyacım yok. Eve kira ödüyorum. Ailemin yanına tekrar yerleşebilirdim. Tabi çalışmamamı kabul edebilirlerse. Şunu unuttum ki doğa da satılıktı. Arsa almam gerekiyor. Köye giderim. Benden artanları satar onlarla geçinirim. Kendime güzel ama lüksten uzak bir oda tasarlar orada kitaplar okur yazılar yazarım. Kimsenin benden iş beklentisi olmaz, uyku ve yemek saatlerimi ben belirlerim.
Bir an bilgisayarın başından kalktım. Dosyaları kapadım ve bu düşüncelerin verdiği mutlulukla otomattan kahve alıp dolaşarak içmeye başladım. Yüzüm gülmeye başlamıştı. Evet, ben gidiyorum, siz burada ömrünüzü harcamaya devam edin. Sizin adınıza üzgün değilim. Ben artık tahliye oluyorum dostlarım. 1470 günlük cezam bitti. Hemen boş bir kağıt aldım ve yazmaya başladım:
"İstifadır".
Başlığı atıp gerisini getirdim. Birkaç saat içinde planlamamı yaparsam istifa kağıdımı verecektim. Tam dilekçemi bitirdim, çekmeceme koydum ki patron çağırdı.
Evrende benden yanaydı. Kovulacağım için gayet mutlu yürürken üzülmüş rolüme hazırlanıyorum. Doğayla barışmak üzereydim. Metrobüse son kez binecektim ve sağlıklı yaşayacaktım. Aynı zamanda okuma ve yazmaya da fırsatım olacaktı.
Konuşma bitti. Kapıyı kapayıp çıktım. Karışık duygular yaşıyordum. Terfi almıştım. Maaşım artmış haftalık izin hakkım 2 güne çıkarılmıştı. Hayallerimi erteleyip biraz daha çalışacak hatta bugün mesaiye kalmaya karar verdim. Mesai bitimi bir pastaneye uğrayıp terfimi kutlamak için kendime bol meyveli bir pasta ve fırın sütlaç aldım. Akşam olduğu için metrobüs boş olacak diye düşünürken yine doluydu. Pastamı bozmamak için bir köşede ayakta durdum. Metrobüs ilerledikçe inenler olduğu için insan sayısı azalıyordu. Beylikdüzü’ne az kalmışken boş bir koltuğa oturdum. Canım sıkılmıştı. Sanki yanlış bir şey yaptım. Paraya bu kadar bağımlı olmam beni korkutmuştu. Eve gittiğimde kendimle baş başa kalacaktım ve hesaplaşacaktım. Hayallerimi ertelemiştim. Beylikdüzü’ne yaklaşıyorduk. İnmek için kapıya yanaştım. Üstgeçitten indim. Hava kararmıştı. Köşedeki birkaç kişi dışında kimse yoktu. Eve gittiğimde pastamı yiyip kendimle tartışacağım için heyecanlı şekilde ilerlemeye başladım. Bir sesle irkildim. Üstüme gelen birkaç kişiyi farkettim:
-Para ver, ekmek alacağız.
+Param yok alın pasta yiyin.
-Bizimle alay mı ediyorsun?
"Hayır." Dediğim anda vücudumda bir sıcaklık hissetmiştim. Birden kendimi yerde buldum. Pastamda düşmüştü en çok buna üzüldüm. Sıcaklık geçmiyordu. Hiç acı çekmiyordum. Beni bu kadar hissizleştiren yaşadıklarım mıydı yoksa olayın sıcaklığı mı? Yerdeyken ilk farkettiğim şey her gün geçtiğim bu yoldaki çiçeklerin güzel kokusuydu. Ama asıl sorunu unutmuştum. Gömleğime kan sıçramıştı ve kan lekesi zor çıkardı.
Ellerinize sağlık, çok güzel olmuş. Bir veya bir kaç ilgili resim güzel yazınızı taçlandırır.
Güzel olmuş. Hem de çok güzel olmuş. Tebrik ediyorum.
Yalnız size birkaç tavsiye vermek istiyorum çünkü güzel metinlerinizi daha güzel kılacak.
Bunlar metninizin zenginliğini arttıracağı için okurun sıkılmadan okumasını ve sizin sevilmenizi sağlayacaktır.
#tr ve edeyat etiketini kullandığınız için @edebiyat'tan upvote ve resteem aldınız.
Sevgilerimle.
Tesekkurler, onerilerinizi dikkate alacağım.
This post has received a 0.86 % upvote from @booster thanks to: @rebdomaine.
You got a 1.21% upvote from @brupvoter courtesy of @rebdomaine!
You got a 3.12% upvote from @emperorofnaps courtesy of @rebdomaine!
Want to promote your posts too? Send 0.05+ SBD or STEEM to @emperorofnaps to receive a share of a full upvote every 2.4 hours...Then go relax and take a nap!
Congratulations @rebdomaine! You received a personal award!
You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
Do not miss the last post from @steemitboard:
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!